-
1 стремиться
1) atılmak; hızlı yürümek / gitmekстреми́ться вперёд — ileriye doğru atılmak
2) hevesi / hevesinde olmak; emeli / emelinde olmak; aramak; gözü olmak; peşinde olmakстреми́ться к сла́ве — şöhret peşinde olmak
лю́ди, стремя́щиеся к вла́сти — iktidar heveslisi insanlar
он стреми́тся к поко́ю — rahatını arıyor
в директора́ он не стреми́лся — müdürlükte gözü yoktu
капитали́ст стреми́тся извле́чь бо́льшую при́быль — kapitalist daha fazla kâr elde etmeye can atar
См. также в других словарях:
peşinde gitmek — bir kimseyi izlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
peş — 1. is., hlk., Far. pīş Bazı giysilerin bol olması için yanlarına eklenen kumaş parçası 2. is., Far. pes 1) Arka, art Biz kuru canımıza razıyız, diye peşimizden geliyordu. F. R. Atay 2) Elbisenin etek kısmı Birleşik Sözler peş peşe peşi peşine… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tekerlenmek — nsz 1) Yuvarlanmak, dönmek Bir kaza olsa Cambaz Ali belki aletleriyle beraber aşağıya tekerlenecek. R. N. Güntekin 2) mec. Durumu bozulmak, kötüye gitmek 3) mec. Uğraşmak, peşinde koşmak, yuvarlanıp gitmek Normal yaşamının çekişmeleri içinde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
post — is., Far. pūst 1) Tüylü hayvan derisi Kaplan postu. Geyik postu. 2) mec., esk. Tarikatlarda şeyhlik makamı Hacı Bektaş postu. 3) mec. Makam Post kavgası. Post peşinde koşmak. 4) Bazı deyimlerde can anlamında kullanılan bir söz Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük